A-

A+

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“Kanun”)’da Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adına dair düzenlemeler

Kanun geleneksel ürün adının tanımı yaptı.

Kanun ile, daha önce yasal düzenlemesi olmayan geleneksel ürün adları da koruma kapsamına alınarak, coğrafi işaretlerle karıştırılan ancak ürünün bizzat geleneksel özelliğini ve üretim metodunu ifade etmesi nedeniyle coğrafi işaretlerden farklı bir niteliği bulunan geleneksel ürün adlarının korunması öngörülmüştür. Coğrafi işaret olarak tescil edilemeyen ibareler, geleneksel ürün olarak tescil edilerek korunabilecektir.  Doğal ve beşeri unsurların bir araya gelmesi sonucu gıda, tarım, maden, el sanatları ürünleri ve sanayi ürünlerinden gerekli şartları haiz olanlar, tescil edilmeleri şartıyla korumadan yararlanacaktır.  Coğrafi işaretlerin koruma kapsamına alınması ile hem kırsal kalkınmaya destek olunması hem de ülke tanıtımına katkıda bulunulması hedeflenmektedir.

Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı tescili için başvuruda bulunabilecekler belirlendi.

Kanun’un 36. Maddesi uyarınca coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı tescili için, üretici grupları, ürün veya ürünün kaynaklandığı coğrafi alan ile ilgili kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve ürünle ilgili olarak kamu yararına çalışan veya üyelerinin ekonomik çıkarlarını korumaya yetkili dernekler başvuruda bulunabilirler. Bireysel başvuru ancak ürünün tek bir üreticisi varsa, bu durumu ispat etmesi şartıyla ilgili üretici tarafından yapılabilir. 

Başvuru ve itiraz süreçleri kolaylaştırıldı.

Kanun’un 38. Maddesi ile, başvurunun Resmi Gazete ve yerel gazete ile yüksek tirajlı yurt çapında yayınlanan gazetelerde ilan edilmesi şartı kaldırılarak, başvurunun sadece Bülten’de yayınlanması öngörülmüş ve böylelikle yüksek ilan maliyetleri azaltılmıştır.

Marka tescillerindeki sürece paralel şekilde, madde 40’taki düzenleme ile coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarının tesciline itiraz süreleri de kısaltılarak, tescil başvurusunun Bülten’de yayınlanmasından itibaren 6 aydan 3 aya indirilmiştir.  

Kanun’la arabuluculuk müessesi geldi.

Madde 40 ile, itiraz sürecinde Kurum’un gerekli gördüğü hallerde tarafları uzlaşmaya teşvik edebileceği ve bu durumda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmektedir.

Coğrafi işaretler açısından amblem kullanımı zorunlu hale geldi.

Kanun’un 46. maddesi uyarınca, coğrafi işaret veya geleneksel ürün adlarını kullanma hakkına sahip kişiler söz konusu işaret veya adı, Kurum tarafından oluşturulan amblem ile birlikte ürün veya ambalajın üzerinde kullanacaktır. Ürünün niteliği gereği amblem ile birlikte coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının ürünün kendisi veya ambalajı üzerinde kullanılamadığı durumlarda, amblem ile tescilli işaret veya ad, kullanım hakkına sahip olanlar tarafından işletmede kolayca görülecek bir şekilde bulundurulacaktır. Coğrafi işaretler için amblem kullanımı zorunlu olup, geleneksel ürün adlarında amblemsiz kullanım bu Kanun hükümlerine tabi değildir. Amblem kullanımı ile bu ürünlere ilişkin olarak tüketicilerin farkındalığının artırılması amaçlanmaktadır. 192. madde uyarınca amblem kullanma zorunluluğu, Kanun’un yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girecektir.

Her yıl kullanım denetimi yapılması öngörüldü.

Hem üreticilerin ekonomik çıkarlarının hem de tüketicilerin ilgili ürünlere karşı güveninin korunması için etkin bir denetim sistemi getirilmesi amacıyla, Kanun’un 49. maddesi ile, Kurum tarafından yetkilendirilecek bir denetim merci tarafından denetim yapılması ve önceki mevzuatta 10 yılda bir rapor verilmesi öngörülmüş iken, Kurum’a her yıl rapor verilmesi öngörülmüştür.

 ▪▪▪