A-

A+

Çalışanların whatsapp Yazışmalarının Gizliliği Hakkında Yargıtay Görüşü

Whatsapp yazışmaları çalışan aleyhine delil olur mu?

Whatsapp, akıllı telefonlarda mesajlaşmak için çok yaygın olarak kullanılan bir uygulama. Bu uygulama ile, internete bağlı olunmak koşuluyla bir mesajlaşma ya da telefondan telefona veri gönderimi yapmak mümkün.

Yargıtay ilk olarak Ağustos 2015’de aldığı bir kararla bir çalışanın diğer çalışanlar ile yaptığı ve işvereni kötüleyen whatsapp yazışmaları yüzünden iş akdinin feshedilmesini hukuka aykırı buldu. Bu kararı takiben Haziran 2017’de ilk derece mahkemesinin aldığı kararı bozarak işverenin çalışanın işveren hakkında sarf ettiği olumsuz sözler içeren whatsapp yazışmalarını delil olarak kullanmasını çalışanın özel hayatının gizliliğine aykırı gördü.

Mahkemeler ve Yargıtay kararları ne diyor?

Konuya dair, 2015 yılındaki ilk kararda mahkeme işveren davacının iş sözleşmesini feshederken, çalışanın whatsapp üzerinde yöneticisi hakkında nezaket ve terbiye kurallarıyla bağdaşmayan sözler sarf etmesini, başka bir yönetici hakkında olumsuz ifadeler kullanmasını, şirketteki uygulamalar ve kararlarla ilgili memnuniyetsizliğini diğer çalışma arkadaşlarıyla paylaşarak motivasyonlarının düşmesine sebep olmasını gerekçe göstermişti. Davaya bakan ilk derece mahkemesi bu koşullar altında hukuken geçerli bir fesihten bahsetmenin mümkün olmadığına karar vermiş ve çalışanın işe iadesine karar vermişti. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş olsa da Yargıtay tarafından onandı.

2017 yılında ise Yargıtay whatsapp yazışmalarının gizliliği hakkında duruşunu daha detaylı bir şekilde ortaya koydu. Kararda açıklandığı üzere olayda, işverenin ücret politikasından, çalışma koşullarının olumsuz olarak değiştirilmiş olmasından ve mobbing uygulanmasından şikayetçi olan bir grup çalışan işverenden toplu imza ile istekte bulunuyor ve ayrıca işverene elektronik posta ile taleplerini gönderiyorlar. Bununla birlikte çalışanlar whatsapp üzerinde de bir grup kurarak bu konular hakkında kendi aralarında yazışmaya başlıyorlar.  Söz konusu çalışanların telefon hatları işverene ait olmasına rağmen yazışmaların çoğu mesai saatleri dışında gerçekleşiyor. Davacı ve diğer arkadaşlarının whatsapp grubu içindeki bu yazışmaları aynı grup içinde yer alan bir çalışan tarafından işverene iletilmesi üzerine, işveren davacı ve diğer çalışanların iş sözleşmesini feshediyor, ileten çalışana ise yalnızca ihtar cezası veriyor. Davacı iş akdinin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini istiyor.

Yerel mahkeme davacının davranışlarının İş Kanunu madde 25/2(e) uyarınca işverenin güveninin kötüye kullanılması kapsamında olduğunu ve iş akdinin davalı tarafından geçerli sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar veriyor. Davacı kararı temyiz ediyor.

Yargıtay yerel mahkemenin kararını bozarak ortadan kaldırılmasına karar verdi. Yargıtay kararında, whatsapp’ın telefon ve internet ortamında internet vasıtası ile kişiler ile veya grup halinde iletişim gerçekleştirmeye yarayan, kendi içinde korunan ve üçüncü kişilere kapalı konumda olan bir sistem olduğunun belirtti. Yargıtay çalışanların iş akışını bozmadığı ve çalışmaların etkilenmediği sürece bir grup kurmaları ve burada iletişim içinde olmalarının yasak olmadığını belirterek  ve çalışanların bu iletişimlerinin kişisel veri olarak korunması gerektiğinin de altını çiziyor. Ayrıca kararda işverenin gizli kalması gereken verileri yasak bir şekilde elde ettiğini ve verileri kendisine getiren çalışanı yalnızca ihtar cezası vererek korumuş olduğunu da tespit ediyor ve çalışanların işverene attığı elektronik postaların işçilik hakları ile ilgili demokratik talep niteliğinde olduğunu, bu tür barışçıl davranışların ise fesih nedeni yapılamayacağını belirtiyor.

Sonuç

Söz konusu kararlarda Yargıtay, whatsapp yazışmalarını, çalışanların kişisel verisi olarak kabul ederek özel hayatın gizliliği çerçevesinde değerlendiriyor ve mahkemelerde delil olarak kullanılamayacağını belirttiyor.

Burada Yargıtay’ın kararında özellikle üzerinde durulan ilkelerden yola çıkarak:

  • İşverenlerin Anayasa ile korunan “özel hayatın gizliliği”nin temel bir hak olduğunu unutulmamaları gerektiği gibi,
  • Çalışanların da, Yargıtay kararında altı çizilen kişisel haklarını kullanırken, işyerinde huzuru ve iş akışını bozan ve çalışmaları etkileyen şekilde bir davranış içine girmeleri halinde böyle bir hukuki korumadan yararlanamayacaklarını bilmeleri çok önemli.  

 

***