Zeynep GÜL Danışman
Selin ÖZBEK CITTONE Avukat / Yönetici Ortak
[email protected]
17 Ocak 2017
A-
A+
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“Kanun”) 10.01.2017 tarihli ve 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun; marka, tasarım, patent ve faydalı model, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarının korunmalarına ilişkin olarak daha önce farklı kanun hükmünde kararnameler (“KHK”) ile yapılmış olan düzenlemeleri tek çatı altında toplamakta ve bu KHK’leri yürürlükten kaldırmaktadır. Tüm bu başlıklara dair düzenlemelerin özetlerini, ilgilendiğiniz başlığın üzerine gidip bağlantıya basarak okuyabilirsiniz.
Kanun ile, AB mevzuatına uyum sağlanması amaçlandı.
Kanun’un genel gerekçesi ve 1. maddesinde belirtildiği üzere, bu Kanun ile getirilen yeni düzenlemeler ile, uluslararası sözleşmeler ve AB mevzuatı ile uyumun sağlanması ve daha etkin şekilde işleyen, çağdaş bir sınai mülkiyet sistemine geçiş yapılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, mevcut sistemdeki tescil süreçlerinde yaşanan sorun ve gecikmeler gibi aksaklıkların giderilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca, önceki yasal düzenlemelerde yer almayan geleneksel ürün adı da koruma kapsamına alınmıştır. Kanun ile Türk Patent Enstitüsü de yeniden yapılandırarak, Türk Patent ve Marka Kurumu’na (“Kurum”) dönüştürülmüştür. Kanun’un getirdiği reformların, Türkiye’de daha güvenli bir yatırım ortamı sağlayarak teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemeye katkıda bulunması beklenmektedir.
Diğer yandan, bu Kanun ile, daha önce sınai mülkiyet haklarının her birinin farklı KHKler ile düzenlenmiş oluşunun getirdiği sorunlar da giderilmiştir. Sınai mülkiyet hakları Anayasa uyarınca kanun ile düzenlenmesi gereken temel haklardan olduğundan, bunların KHKler ile düzenlenmiş olması, Anayasa’ya aykırılık nedeniyle iptal edilmeleri ve buna bağlı olası hak kayıpları riskini taşıyordu. Kanun’un yürürlüğe girmesi ile, bu riskler de bertaraf edilmiş bulunmaktadır.
Kanun ile farklı kanun hükmünde kararnameler ile yapılmış olan düzenlemeler tek çatı altında toplandı.
Kanun’un yürürlüğe girmesi ile 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile 5147 sayılı Entegre Devre Topoğrafyalarının Korunması Hakkında Kanun’un çeşitli hükümleri ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK, 556 sayılı Markaların Korunması hakkında KHK yürürlükten kaldırılmıştır.
Kanun’da düzenlenen marka, tasarım, patent ve faydalı model, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarına ilişkin detaylı süreçler yönetmeliklerle düzenlenecek olup, bu yönetmelikler henüz yürürlüğe girmemiştir. Kanun’un geçici 2. maddesi uyarınca, yeni yönetmelikler yürürlüğe girene kadar, mevcut yönetmeliklerin bu Kanun’a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilecek.
Yeni bir bağımsız kurum geldi.
Kanun’la Türk Patent Enstitüsü’nün adı Türk Patent ve Marka Kurumu olarak değiştirilmiştir. Kurumun kısa adı da TPE yerine "Türk Patent" olarak düzenlenmiştir. Kanun’da Kurum’un son yıllarda artan iş yükü de gözetilerek yapısal bazı değişikliklere gidilmiş, bazı kadrolar iptal edilirken, çeşitli yeni birimler kurulması öngörülmüştür.
Markalara dair ne gibi düzenlemeler yapıldı?
Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adına dair ne gibi düzenlemeler yapıldı?
Tasarımlar için ne gibi düzenlemeler yapıldı?
Patente ve faydalı modele dair ne gibi düzenlemeler yapıldı?
Kanun, ulusal tükenme ilkesi yerine uluslararası tükenme ilkesini benimsedi.
Kanun ile sınai mülkiyet haklarının tükenmesi bakımından ulusal tükenme ilkesi yerine uluslararası tükenme ilkesi benimsenmiştir. Düzenleme ile, sınai hakka konu bir ürünün dünyanın herhangi bir yerinde piyasaya sürülmesinden sonra, hak sahibinin bu ürünlerin Türkiye’ye ithalatını engelleme hakkı kalkmakta olup, buna göre artık ilgili marka veya patent sahibinin iznine ihtiyaç olmaksızın o ürün Türkiye’ye ithal edilebilecektir. Bu uygulama ile ürünlerin daha rekabetçi fiyatlarla Türkiye’deki tüketicilerle buluşmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
Kanun’da ayrıca tüm sınai haklar için bazı ortak hükümler de getirildi.
Devir edilebilirlik ve lisanslama açısından:
Dava açılamayacak kişiler açısından:
Kanun’un 153. maddesine göre, sınai mülkiyet hakkı sahibi, hakkına tecavüz eden tarafından piyasaya sürülmüş ürünleri kişisel ihtiyaçları ölçüsünde elinde bulunduran veya kullanan kişilere karşı, Kanun’da yer alan hukuk davalarını açamaz veya ceza davası açılması için şikâyette bulunamaz. Sınai mülkiyet hakkı sahibi, sebep olduğu zarardan dolayı kendisine tazminat ödeyen kişi tarafından, sınai mülkiyet hakkı sahibinin el koymaması nedeniyle piyasaya sürülmüş ürünleri ticari amaçla kullanan kişilere karşı, bu Kanunda yer alan hukuk davalarını açamaz veya ceza davası açılması için şikâyette bulunamaz.
Önceki tarihli hakların etkisi açısından:
Kanunun 155. Maddesi ile, daha önce 551 sayılı KHK’da patentlere ilişkin olarak bulunan düzenleme marka ve tasarımlar için de geçerli hale getirilmiştir. Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez. Sonraki tarihli bir tescil hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmemiştir.
İşlem yetkisi olan kişiler ve tebligat açısından:
Kanun’un 160. maddesi uyarınca gerçek veya tüzel kişiler ile bu kişiler tarafından yetkilendirilmiş sicile kayıtlı marka veya patent vekilleri Kurum nezdinde işlem yapabilir. Tüzel kişiler, yetkili organları tarafından tayin edilen gerçek kişi veya kişilerce temsil edilir. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler ancak marka veya patent vekilleri tarafından temsil edilir. Vekille temsil edilmeksizin asil tarafından gerçekleştirilen işlemler, yapılmamış sayılır. Marka veya patent vekili tayin edilmesi hâlinde, tüm işlemler vekil tarafından yapılır. Vekile yapılan tebligat asile yapılmış sayılır.
▪▪▪
Yayınlara dön